18 Haziran 2016 Cumartesi

   



     HATIRALAR  İZ  BIRAKIR

     İlk gençlik yılları... Okullar, arkadaşlıklar ve ilk ayrılıklar... Kıyıda köşede kalmış tanıkları ise hatıra defterleri...Heyecanla yazdırdığımız  ya da ne yazacağımızı  düşüne düşüne doldurduğumuz satırlar...  Bir müddet ayrılıkların acısını dindirircesine okunur. Sonra kitaplığın bir köşesinde veya sandığın dibinde uzun zaman unutulur.  Terk edilmiş bir sevgili gibi kalakalır öylece. Yıllar geçer sonra.Hayatlar değişir; çoluk çocuk,iş güç...
       
      Derken çoğu kez hiç de akılda olmayan bir zamanda belki kitaplıkta bir kitap araken belki sandığı karıştırırken eline gelir insanın...
      İşte hatıra defteri asıl o gün can bulur. Çok eski bir dosta kavuşmuş gibisindir. Dudakta buruk bir gülümsemeyle okunur satırlar. Hatıralar resmî geçittedir hafızanda. Şaşar kalırsın. Ne zaman yaşandı o günler?.. Masal gibi. Bir varmış, bir yokmuş ...Ve döner durur dilinde eski bir şarkı:
     Uzun yıllar ötesinden
     Hatırını sorayım mı?
     Sana gönül bahçesinden
     Bir demet gül vereyim mi?




      Sekizinci sınıflarımızı  uğurladık dün. Hüzünlü bir mutlulukla karışık bir burukluk var içimde.
      Yolunuz açık olsun çocuklarım. Yıllarla boğuşurken gülümsemek istediğinizde hatıra defterleriniz, uzun yıllar ötesinden bir selam gönderecektir sizlere...




























   


7 Haziran 2016 Salı


            ÜNYE ÇATOM SERGİSİ
         Yurdumuzun her yerinde becerikli hanımlarımız yüreklerindeki güzellikleri nakış nakış kumaşlara işleyip iplik iplik dokuyorlar. Benim de fırsat buldukça ziyaret edip yardım ve fikir aldığım Ünye ÇATOM (Çok Amaçlı Toplum Merkezi) Bu yıl da enfes bir sergiyle çalışmalarını sundu. İşlemeler Saime Bulut, dokuma ise Fatma Gürsoy öğretmenlerimizin rehberliğinde kursiyerler tarafından emek emek hazırlandılar. Gözlerine,ellerine,gönüllerine sağlık.





Ünye'de özel tezgahlarda dokunan otantik örtüler.










  Bu aynalı tablo bana çok orijinal geldi. Sizce de öyle değil mi?



      O kadar ağır ve öyle ince bir işleme ki...
6
     Kanaviçenin her zaman ayrı bir yeri var bende.





   Şu cüzdanların sevimliliğine bakın.





     Tablomu tanıdınız mııı? Gerçi çok silik çıkmış.




 




   Antep ajurları ayrı bir incelik.

 


Sevgili Filiz Türkocağı'nın eserinden çalışılmış bir pano.  Biliyor musunuz bu eseri işleyen de orta yaşlarda bir beyefendi. Üstelik üstündeki mavi örtü de onun işlemesi. Görseniz minicik karelere ince ince nasıl işlenmiş.

   Bu da naçizane çoook uzun sürede ortaya çıkabilen benim boncuklu örtücüğüm.






Kutular ve iğne oyaları nasıl da zarif...











Eski dantelleriniz yok mu getirin kumaşla buluşturalım.













 Maraş işi olmazsa olmaz ...

   Dokumalar...


      Gelin kızıma işlediğim örtü. Pastel tonlar ve sade desenleri seven kızçem bunu sevdi sanırım. 

    Ben ancak bu kadarını  fotoğraflayabildim.  Güzelliklerle dolu günleriniz olsun.