26 Ağustos 2016 Cuma


     
          KADININ DİLİ
  Kadın elinin  değdiği her yerin güzelleştiğine bir itirazı olan var mı bilmiyorum. Bizim kadınlarımız ise hem güzelleştirir hem de becerikli ellerinden çıkan işlemelerle, oyalarla,dokumalarla mesajını verir. Kadın fıtratı sosyal olaylarda da sesini yaratılışındaki incelikle duyuruyor artık.
  Büyük Çekmece Parkı'nda gezinirken Mimar Sinan Üniversitesinden bir grubun hocalarıyla yaptığı çalışma ilgimi çekti. Örgüleriyle ağaçları giydiriyorlar ve bunu sosyal bir farkındalık oluşturmak adına yapıyorlar. Fakültenin halı bölümünde okuyan ekip ilk olarak kadına  karşı şiddete farkındalık yaratmayı  amaçlamış ve  “Kadın gibi  avazımız çıktığı kadar ördük”  sloganıyla örgü şenliği yapmış ve  okuldaki ağaçları giydirmişler.  “ Tanıtımını da şu ifadelerle yapmışlar:"Kadına şiddete karşı kadınca bir protestodur “ÖRGÜ” …Yaşanan bunca acı varken ve tahammül sınırlarımız zorlanırken yapmamız gereken bir şeyler olmalıydı. Şiddete şiddetle cevap vermektense sanatsal bir çığlıkla duyurmalıydık sesimizi ve en iyi ifade şekli en iyi yaptığımız şey olmalıydı…Örme çok kadınca bir ifade şekliydi…ilmek ilmek sabırla ve hiç bıkmadan…” ve biz AVAZIMIZ ÇIKTIĞI KADAR ÖRDÜK..."Örgü şenliğimizde üniversitemizin bahçesinde bulunan ağaçları, rıhtımdaki bankları ve bina içinde farklı noktaları 20 kişilik bir grup çalışmasıyla giydiriyoruz." 
 


  Etkinliklerine farklı konularda farkındalık oluşturmak adına devam ediyorlar ve bunu "kadınca bir eylem" olarak ifade ediyorlar. Kadın naifliğinin ve kadınca hassasiyetin ne güzel bir örneği.




   Bu sosyal sorumluluk projesi hocaları Derya Tecimer başkanlığında Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları bölümü öğrencileri tarafından gerçekleştiriliyor.


ı




    Çalışmalarının amacına ulaşmasını dileyerek teşekkür ediyor ve yanlarından ayrılıyorum.




Bu da ışıkla giydirilmiş ağaç.
Vatanımızın yaşadığı bu karanlık günlere inat, ağaç gibi dimdik ve yaprakları gibi beraber olmayı diliyorum.  Hoşça kalın.

19 Ağustos 2016 Cuma

Yurdum,Sazlık,Dinginlik,Huzur



DİREN EY KALBİM!
       Evlerimizin baş köşesinde televizyonlar...Hayat pek de coşkulu, neşeler yerinde, eğlence gırla. Sanırsın  canlar yitmemiş ,sevilenler en beklenmedik zamanlarda kahpe pusularla toprağa girmemiş,memleket hainlerle yüz yüze gelmemiş. Ne zaman kaybettik değerlerimizi? Ne zaman bir iki "vah"tan sonra döner oduk arkamızı acılara? 
  Ruhum dinginlik istiyor...Ben de, gözlerimi kapatıp yurt acılarımı bir sazlığın sakinliğinde sağaltmak...








   Bu resimler başka bir konu için çekilmişti ama  yüreğim kanıyor.
   Ruhum yaralarını sağaltmak istiyor. Bir su başında... 
   Bir sazlığın koynunda ağlaya ağlaya,yana yana ,  kanaya kanaya 
   sağaltmak...
Yüreğimde şairin mısraları...
"Diren! Ey kalbim
                                                       Diren! Hayasızlığa
                                                Namussuzluğa
                                                       Diren! Kötüye
                                                Çirkine, yanlışa
                                                       Diren! Yenilme"

      


     

14 Ağustos 2016 Pazar

Vatan,köy,Bayrak


   KÖYDE
   Bir kere daha anladım ki tatillerde evde olmak beni daha çok dinlendiriyor. Aileden uzakta olunca pek de mümkün olmayan bir istek benimkisi çünkü özlem yakasını bırakmayınca insanın yollar bizim tabii. Bu sene işler daha da değişti. Babamın hastalığı,oğlanın düğün hazırlıkları üstüne bir de köyden haber alma sorumluluğu derken Ünye'nin yolunu bulamadım henüz. Bunlar şikayet değil elbette. Rabbim sağlık ve huzur versin hepsi olur.
    Eh, köydeysek eğer dağ tepe gözümüze şenlik olur.





Biraz da eve barka bakmalı,Nohut oda bakla sofa evceğizim kendince süslenip püslenmeli.Anne kilimi birbirine eklenip,altı da kaymasın diye astarlanmalı,ortaya atılıvermeli.Oh ,rahatlık varmış ;yıka yıka kullan. Halı da neymiş. Kaldır ortadan rahatına bak. 
    Hele de köy yerinde anne kilimi gibisi var mı? Gerçi parça halinde şehirde de çok severek kullanıldı o da ayrı.






Mutfak şimdilik idare etse de iyi bir düzene kavuşmayı hak ediyor tabii. Ama sırasını beklemek zorunda. İlk iş olarak şu tezgahın altına bir örtü dikmeli ya, o da sırasını bekliyor galiba. Şöyle bahar bahar açmalı. Çoktan dikilirdi ya öyle biçimsiz ki çivi ya da korniş tutturacak bir yeri yok. Ortadaki tek duvar da yeterli gelmiyor. Sizlerin dolaplar yapılana kadar idare edecek. bir fikri olabilir mi? 


    Mutfak deyince bu yediğimiz mısır olduğuna göre İstanbul'da bize mısır diye yedirilen  şekerli yiyecek ne ola ki. Neredeyse mısırdan nefret edecektim. Neyse ki aslını bulunca dilimiz damağımız ve dahi midemiz bayram etti. Yalnız kimyamızla oynuyor bu gıda sektörü. Hadi biz neyse de yeni büyüyenler ne olacak?

İncir dalda mı ,tabakta mı yoksa damakta mı güzel siz karar verin.( Penceremizin hemen dibinde bu ağaç.)



Gezinmeye devam. Fındık toplanıp patoza verildiyse eğer yoldaki kalıntılarının temizlenmesi gerekir. İnsana saygı önemli.
     Yemyeşil tabiatın ortasında gönlümü titreten bir görüntü
 " Şehadet parmağıdır göğe doğru minare/Her nakışta o mana:Öleceğiz ne çare."


İşte gözlerimi yaşartan,gönül telimi bir kez daha   titreten bir manzara daha: Yurdumun bir köyünün ücra bir köşesindeki evin çatısında dalgalanan al bayrak. Şairin sözü tam da yerini bulmadı mı şimdi? "Dalgalandığın yerde ne korku ne keder /Gölgende bana da bana da yer ver."






Gökyüzü bulutlandıysa fındıkçılar telaşa düşmüş demektir. Fındık henüz  daldan inmemiştir. Üstüne artık çürüklük ayı gelmiştir. Fındığın kuruması da zor olabilir.



Ama çuvala girdiyse  fındık şöyle bir "oh!"çekip şükretmenin zamanıdır.
Ve işte size neredeyse yirmi yıldır ilaç  ve suni gübre görmemiş yüzde beş yüz organik fındık. O kadar iddialıyım yani. Menşeinden emin olduğum için olabilir mi?  Bu sene fındık rekoltesi çok çok düşük. Bizim gibi oğlan evlendirecek olanlar bir ferahlık bekliyordu ama nasipten ötesi yenmez. Çerezlik ve yol parası çıktı şükür. Eşimin ellerine sağlık. 
Bugün nasibimize dağ tepe düştü. Yarın"Mevlâ görelim neyler/Neylerse güzel eyler." Güzelliklerde buluşmak dileğiyle hoşça kalın.
NOT: Bir önceki yayınımda(GELDİM, BURADAYIM) görünmeyen bir resmi yeniden yüklemek için güncellemek istediğimde nasıl bir hata yaptıysam sayfa tamamen yok oldu. Geri getirmenin imkânı var mı acaba? Yorumlarınıza geri dönemediğim için üzgünüm. Ayrıca yüklediğim resimler daha sonra niçin görünmüyor? Yardımcı olursanız sevinirim.