30 Ocak 2018 Salı



GAYRET...
Sıkıntılarla gelmek istemiyorum size ancak sarp yokuşlarda yüreğim.Ülkü'mün Hakk'a yürümesi nasıl da hazırlıksız olduğumu bir tokat gibi çarptı yüzüme. İnsanımızın engin duyuşlarıyla dile getirdiği "Ölenle ölünmez/Hayat devam ediyor."gerçeği de karşımda duruyor.  Ve görüyorum ki acının en iyi çaresi zihnin ve bedenin sürekli meşgul olması. Bunu bilmekle birlikte pek bir şey yapamıyorum. Paylaşılmayı bekleyen dönüşümlerimle bir merhaba diyeyim istedim.
    
        Bunlar kızıma boyadığım sehpalar. Eski rengi düz kahverengiydi. 


Bu da eski bir dolabım. Rengi kızıl kahveydi önceden.Şimdi hobi malzemelerimi derleyip topluyor. Eski hallerini çekmeyi akıl etmemişim.





Ve küçük polyester bir çerçeve. Bu çerçeveleri bir tablo haline getirmeyi planlıyorum nasip olursa. Epey dağınık bir yazı oldu kusuruma bakmayın. Kendimiderleyip toparlayıp güzel günlerde ve
güzelliklerde buluşmak dileğiyle hoşça kalın.


20 Ocak 2018 Cumartesi


 


      ŞÜKÜR...
     Selâlar verildi...
     Gökyüzü siyim siyim döküyor hüznünü. Anası, ah! anası...sessiz çığlıkları feryat figan yüreğinde .Yüreğini kavuran ateş sicim sicim gözyaşlarında. Yavrusuna son kez sarılıp kokladı.
Acı gerçeğin bilincindeki aklı yine de almıyordu bir türlü evladının ani kaybını.
     Ülkü'müzü pazar günü yolcu ettik...
     Dünyadaki kırk dört yılının yirmi iki yıllık evllilik serüvenine kık dört bin çözümsüz acı sığdırmış  Ülkü'müz,  her şeyi ve üç evladını ardında bırakıp gitti. Nice yansak da,  "Göz ağlar,  kalp hüzünlenir; dilimiz Rabbimizin emrettiğinden başkasını söylemez "diyen peygamberin ümmeti olmanın şerefi ve bilinciyle Allah'ın emrine boyun eğdik.
    Ve..."İnna lillahi ve inna ileyhi raciun."( Allah'tan geldik,yine O'na döneceğiz. )
    Hastalık sıkıntılarının üzerine gelen bu apacı ölümle ben kendi adıma,  inancım olduğu için şükrettim. Rabbimin bana verdiklerine şükrettim. Yoksa acılara dayanmak...Zor...

Masallardaki peri kızlarını kıskandıracak güzellikteki Ülkü'm,bende,oğlumda ve kızımda çok emeğin var. Hakkını helal et bize yavrum. Mekanın cennet olsun.

4 Ocak 2018 Perşembe



       YILLARDAN SONRA
      "Uzun yıllar ötesinden hatırını sorayım mı?Sana gönül bahçesinden bir demet gül vereyim mi?"
       İstanbul bu defa uzun yıllar ötesinden hayatı paylaştığımız bir dostla karşıladı beni.Çalıkuşunun konduğu dalda cıvıldayan bir başka çalıkuşuyla...
Otuz beş yıldır görmediğim hatta izini kaybettiğim ev arkadaşımla buluştuk yıllar ve yıllar sonra.  
       Yıllar ve yollar ayırsa da gönüldeki  bağ kopmadıkça Rabbim nasip ediyor buluşmayı.Şükürler olsun.


Sanki araya yıllar ve yollar girmemiş gibi kaldığımız yerden devam ettiğimizi görmek çok güzel bir duyguydu. Oysa yirmi yaşın uçarı gönülleri durulmuş ,zaman bir şeyleri alıp götürürken en güzel hediyeleri evlatlarımızı bize armağan etmişti. Eksilerek çoğalmıştık.Bu arada tartıda da çoğaldığımı görmek pek hoş olmadı ama neyse bu güzel günün 
hatırına görmezden geleyim bari.İncilay'ım sen yine zarif, güzel İncilay'ımızsın. Bir dahaki sefere nasıl başardığını anlatırsın di mi?
Gün boyu birlikteydik İncilay'ımla. En çok üzüldüğümüz de 2007/2010 yılları arasında İstanbul'da yaşamış olmama rağmen birbirimizden haberimiz olmayışı oldu.  Birlikte diğer ev arkadaşımız Nurgül'ümüzü ve alt kat komşumuz Sacide'mizi de görüntülü arayıp hasret gidermek çok güzel oldu.  Epeyce zor  ve uzun süreli olsa da birbirimizi bulmayı nasip etti Rabbim. Çok şükür. Bir daha hiç kopmamak ve dostlukların daim olması dileklerimle hoşça kalın.